Zeytinyağının renginin yeşil olmasının kalitesini arttırdığı görüşü yanlıştır.

Zeytinyağının yeşil rengi, genellikle zeytinlerin erken hasat edilmesinden kaynaklanır. Bu, yağın daha yoğun bir aroma ve daha yüksek bir polifenol seviyesi içermesi anlamına gelebilir, bu da bazı sağlık yararları sağlayabilir. Ancak, zeytinyağının rengi kalitesinin doğrudan bir göstergesi değildir.

Zeytinyağının kalitesi, asitlik oranı, lezzet, aroma ve diğer kimyasal bileşenler gibi faktörlere dayanır. Bazı yüksek kaliteli zeytinyağları hafif sarıdan yeşile kadar değişebilir, ancak renk tek başına kalitenin bir belirteci değildir. Örneğin, bazı rafine ve düşük kaliteli yağlar da yapay olarak yeşile boyanabilir.

Dolayısıyla, zeytinyağının renginin yeşil olmasının kalitesini artırdığı yönündeki görüş, yağın gerçek kalitesini değerlendirmek için yetersiz bir kriterdir. Kaliteli bir zeytinyağı seçerken asitlik, tadım notları ve üretim yöntemleri gibi daha kapsamlı faktörleri göz önünde bulundurmak daha doğru olacaktır.

Acılık ve yakıcılık, zeytinyağının kalitesinin önemli göstergeleri olabilir, çünkü bu özellikler genellikle yağın yüksek fenolik bileşikler içerdiğini gösterir. Fenolik bileşikler, zeytinyağının sağlık yararlarıyla doğrudan ilişkilendirilen antioksidanlardır.

Acılık :Genellikle erken hasat edilen zeytinlerden elde edilen zeytinyağlarında daha belirgindir. Erken hasat, zeytinlerin daha yüksek fenolik bileşenler içermesine neden olur. Bu bileşenlerin arasında oleuropein gibi maddeler, zeytinyağının acı tadının ana kaynağıdır.

Yakıcılık: Zeytinyağının boğazda bıraktığı yakıcı his, oleokantal adı verilen başka bir fenolik bileşiğin varlığından kaynaklanır. Oleokantalın anti-inflamatuar etkileri olduğu ve sağlığa çeşitli faydaları olduğu bilinir.

Bu özellikler, zeytinyağının tazeliğini ve yüksek kalitesini gösterir. Ancak, kalitenin tek göstergesi değillerdir. Zeytinyağının asitlik seviyesi, aroma, tat ve rafine edilip edilmediği gibi diğer faktörler de yağın genel kalitesini etkiler. Kaliteli bir zeytinyağı seçerken bu faktörlerin hepsinin dikkate alınması önemlidir.

Soğuk Sıkım tekniği ile üretilen zeytinyağı Natürel Sızma Kalitesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple Soğuk Sıkım lüks bir değer değildir.

Plastik ambalajda saklanan zeytinyağı natürel sızma zeytinyağı değildir. Zeytinyağında bulunan özel bir kimyasal bileşen, plastikteki kanserojen madde etkileşime girerek zehirli maddenin yağa karışmasına neden olmaktadır.

Zeytinyağını oda sıcaklığında 2 yıl süre ile hava ve ışık almayan cam bir kapta güvenle saklayabilirsiniz. Bu şartların zeytinyağınızın kalitesini kesinlikle etkilememektedir.

Zeytinyağının içinde bulunan ve antioksidan görevini yapan fenoller, natürel sızmada en yüksek düzeydedir. Zeytinyağı diğer yağların aksine 200-210 dereceye kadar yanmaz. Önemli olan kızartma yağınızı bir kereden fazla kullanmamak ve besinleri uzun süre kaynar yağda tutmamaktır.

Çiğ tükettiğiniz kaliteli bir zeytinyağının (yemeklerin üzerine veya salatalara) tüm besin değerleri ile size bir lezzet şöleni sunabileceğini unutmamalısınız.